23 Ocak 2015 Cuma

15. Ay bitti

15 ay bitti kızlar! Ama ben de bittim :) Kah yorgunluk zaman zaman kronikleşti kah yorgunluk nedir bilmeden günler geçti gitti...

Şu geçen zamanda her anınızı her bakışınızı aklıma kazımak hiç unutmamak isterdim. Bu yüzden yüzlerce fotograf ve video var. Ama hiç bir objektif benim gözümden sizleri yansıtamıyor maalesef!

Bu ay artık kelimenin hakkını vererek söylüyorum ki "düz duvara tırmandınız". Sehbaların üstü, koltukların üstü yetmedi koltukların kolçaklarına tırmandınız. O da yetmedi dolaplara tırmanıp içine girip oturdunuz :)) 2 ay önce yürüyemeyen çocuklarım şimdi depar atıyor. Tabi bu arada düşmelerde de rekor bir artış var. Bu kadar koşmanın ve habire yükseklerde gezmenin bir bedeli olacak elbet. O yüzden ben bu ay hep yüreğim ağzımda ve elimde bir buz torbasıyla dolandım :) Çok şükür artık eskisinden daha az düşmeye başladınız son günlerde. Sanırım artık sehbanın koltukların ölçüsünü iyice anladınız. Şu televizyonu yere indirmeden büyürseniz çok memnun oluruz tabi... Bir de kablolarla olan münasebetinizden çok muzdaribim bu ay. Özellikle Gülin'in... Bir priz olsun bir kablo olsun artık ne anlıyorsun onlardan bilmem lakin bir çok priz kapalı olmasına rağmen bir şekilde koltuların ardından, masanın altından ordan burdan bir kablo bulup illa kemirmeye başlıyorsunuz.

Şimdi havalar çok soğuk bu sebeple hep evdeyiz. Arada bir anneannenizle sizi evimizin yakınındaki alışveriş merkezine götürüyoruz. Siz çok mutlu oluyorsunuz. Sizin gözünüzden dev bir alan herhalde. Mağazaların ışıkları, vitrinler, hele yılbaşı zamanı şimdi ışıl ışıldı süsler, ağaçlar... Sevinç çığlıkları atarak biriniz bir yana diğeriniz öbür yana koşuşturuyorsunuz. Tabi birinizin peşinden ben diğerinizin peşinden annem perişan oluyoruz. Dönerken de bir sürü ağlıyorsunuz. Bebek arabasına artık oturmak istemiyorsunuz. Artık su var bisküvi var bak oyuncak var diye kandıra kandıra zor oturtuyoruz sizi :) Öyle yorucu öyle yorucu ki eve gelince yattığımız yeri beğeniyoruz :) Ama sizin mutluluğunuza değer canlarım. Değişiklik oluyor sizlere. Havalar ısınsa da parklarda oynasanız.

Bu ay biraz daha fazla konuşuyoruz artık. Her söylediğimi anlıyorsunuz. Aylin'e kızınca işaret parmağını gözüne sokuyor. Bu herhalde bir mahçubiyet belirtisi. Gülin'de utanınca başını yere eğip kafasını hiç kaldırmıyor. Uzunca zamandır görmediği biri veya yeni tanıştığı biri olunca gözler yerde, bağ öne eğik elleriyle oynuyor. Çok şirin oluyorsunuz. Aylinin yeni tanışmalardaki nazı niyazı 1 dakika sürer sürmez. Hemen sosyalleşir. Hele karşı taraf takmış takıştırmışsa hiç dayanamaz kolyeye küpeye bakacağım diye hooop kucağa atılıverir. Gülin daha temkinli önce Ayline bakar çoğu kez. Aylin eğleniyorsa biraz daha kolay olaya dahil olur. 

Her haliniz çok güzel her haliniz çok tatlı! Zaten size kızınca içim çok acıyor. Ama sizi korumak için bazen kızmam gerekyor. Özellikle de elektrik kablolarından :)

Şimdi elektrikli ses çıkaran ne kadar alet varsa; süpürge, blender, mikser hepsini görünce ona uygun sesler çıkarıyorsunuz. Hatta ben duştan çıkar çıkmaz ıslak saçlarıma bakıp uuuuuuuuu diye bağırıyorsunuz. Herhalde annem saç kurutma makinasını çalıştıracak diye psikolojik hazırlık. Bu ses çıkaran tüm aletlerden hatta ses çıkarmamasına rağmen çamaşır makinasından korkuyordunuz. Aylin ben daha saç kurutma makinasını dolaptan çıkarmaya başlarken gidip en uzak odada ağlamaya başlıyordu. Gülümseye gülümseye "çok mutluyum korkulacak durum yok" sinyalleri vermeye çalışarak saçlarımı kurutuyordum. Anlatarak, göstererek ve gülümseyerek bu eşyaları tanıdınız artık sorun yok :) 

Kelime dağarcığınız gelişiyor. Söyleyişleriniz farklı ama her ikisi de çok şirin. Bazı kelimeleri yalnız biriniz söylüyor. Bazı kelimelerse ortak. Aklıma gelenler;

Nanna (mandalina), önnö (önlük), tup (Aylin'cede top), boh (Gülince'de top), Uaaah (Kulak), Dö (Göz), Ta (Kaş), Bib bib (burun), aaat (ağız) (Bu arada bu "aaat" birden fazla anlama geliyor. Yeri geldiğinde ağaç yeri geldiğinde ağız bazen de saat anlamında kullanılıyor). Amma (Gülin'ce elma), emmo (Aylin'ce elma), doduu (Koltuk), dütüüü (düştü),bıdıgıbıdıgı (Gülince bıcıbıcı), Bıdıbıdı (Aylince bıcıbıcı), oooaah (çorap)... İlk aklıma gelenler bunlar aslında daha çok var. Minamini bana ver benim gibi bir anlamda mesela :)) Bir de hayvan sesleri çok eğlenceli. Video çekmeye çalışıyorum ama kayıt altında konuşmuyorsunuz maalesef. Bu nedenle Aylin'in kuş sesini yapışı çok şirin yüzünü buruşturarark ceh ceh deyişi ve balık nasıl yüzer deyince neşeli neşeli "dup dup duppp" diye bağırışını unutmadan yazayım. Gülin'in favori hayvanları kedi köpek inek ayı ve kaplan! Kaplan sesi çok güzel ama sanırım onu burada harflendiremeyeceğim. Gerçek anlamda bir kükreme :))

Çok seviyorum sizi canım kızlarım...