Yanlarına yaklaştığımda yüzüme dokunup tüm güçleriyle gülüyorlar. Gözleri ışıl ışıl saf tertemiz... Saçlarımı yakalamaya çalışıyorlar. İkisini birden kucaklamak istesem de yapamıyorum işte o zaman içim tükeniyor. Birini ihmal ederim diye aklım çıkıyor. İkiz anneleri beni iyi anlar...
Bu ay Aylin elleri ve ayak parmakları üzerinde şınav pozisyonunda ayağa kalmak için çalışmalarına devam ediyor. Azimle yılmadan... Geri geri gidip koltuğa bacağını sıkıştırıp ağlıyor bana bakıyor "gel beni kurtar" diye... Ordan çıkar çıkmaz kaldığı yerden devam ediyor.
Gülin emeklemek bir yana fikri dahi geçmiyor aklından. Çünkü o her yere yuvarlanarak ulaşabiliyor. Kendince çözümler üretti. Tam tur dönebiliyor. Yuvarlana yuvarlana ve ya kendi ekseninde tam dönerek hedefine ulaşıyor. Bazen oyuncağa ulaşmak için üzerinde yattığı örtüyü çekerek oyuncağı kendine yaklaştırıyor.
İkisi de ağlarken ve benden medet umarken ağız arasında "anne"ye benzer birşeyler söylüyorlar. Ya da bu benim hayal dünyam :)) babababaa dadadadaa dedededeeee! O da canları isterse.
Ayaklarını ağızlarına alıyorlar. Ne zaman fırsat bulurlarsa hemen çoraplar çıkarılıyor. Ayaklar ağıza alınıyor. :))
Artık kahvaltı yapıyoruz (yumurta peynir bisküvi ve devam sütü bulamacı) Gülin biberondan daha çok sevdi kaşığı itirazsız ağzını açıp bekliyor. Aylin kahvaltıyı pek sevmedi. Midesini bulandırıyor. Yerken öğürüyor. O yüzden ben biraz daha alternatifli şeyler hazırlamaya gayret ediyorum. Kuru erik ve üzümü blendırdan geçirip kahvaltıya biraz katıyorum. Aylin için daha dayanılır oluyor.
Çorbalar içiyoruz. En sevdikleri çorba tarhana. Yoğurta da bayılıyorlar.
Mama sandalyelerini bu ay aldık. Rahat yemek yesinler diye. Arada ellerine salatalık, ekmek, havuç, şeftali, elma veriyorum. Biraz kemirip sağa sola fırlatıyorlar. Bazen düşünce ağlıyorlar. Üst baş perişan oluyor. Her dakika kıyafet değişimi. Çamaşır yıkanıyor durmadan!
Yorgun ama çok mutlu devam ediyor hayatımız :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder